Dedem Korkut Kitabı, destanî nitelikte hikâyelerden oluşmuş bir mecmuadır. Kitabın içindeki "boy/hikâyet"ler (destanî hikâyeler), Korkut adını taşıyan bir Türk ozanına atfedildiği için bu adla anılagelmiştir. Biri Dresden diğeri Vatikan'da olmak üzere iki nüshası mevcuttur. Dresden nüshasının tam başlığı "Kitâb-ı Dedem Korkud 'alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân (=Oğuz boyunun/Oğuzların diliyle Dedem Korkud Kitabı)"dır. Bu başlık iki kısımdan oluşmaktadır. Kitabın üst ana başlığı "Kitâb-ı Dedem Korkud", açıklama yapılan alt başlığı ise "'alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân" biçimindedir. Vatikan nüshasının tam başlığı "Hikayet-i Oğuz Nâme Kazan Beğ ve Gayrı (=Oğuzname hikâyesi, Kazan Bey ve diğerleri)"dir. Dresden nüshasında olduğu gibi Vatikan nüshasının başlığı da iki kısımdan oluşmaktadır. Nüshasının üst ana başlığı "Hikayet-i Oğuz Nâme"; açıklama yapılan alt başlığı ise "Kazan Beğ ve Gayri"dir.
Dedem Korkut Kitabı hakkında Profesör M. Fuat Köprülü'ye atfedilen ve hemen her yerde tekrar edilerek klasikleşen tespit şöyledir: "Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız yine Dede Korkut ağır basar." Dursun Yıldırım, Dedem Korkut Kitabı'nı "Dünya tarihinin ve dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en önemli medeniyet miraslarından ve yazılı kaynaklarından biri" olarak görür. Umay Günay, Türk edebiyatının şaheserlerinden biri olarak değerlendirir. Saim Sakaoğlu, "Türk destanlarının tacı"; Ahmet Bican Ercilasun ise "edebî türlerin padişahı" olarak kabul eder. Faruk Sümer, bu abidenin "kır çiçekleri kadar güzel" olduğunu söyler. Orhan Şaik Gökyay da onu, "hiçbir zaman tazeliğini yitirmeyen, eskimeyen, yetişmekte olan bir genç kızın bugünden yarına artan güzelliğine" sahip canlı bir varlık olarak tavsif eder.
Elinizdeki eser, Dedem Korkut Kitabı'nın Türkiye'deki ilk yayın tarihi olan 1916'dan başlanarak o tarihten günümüze (30 Nisan 2014), bu muhteşem abideyi konu alan Türkiye kaynaklı toplam 1638 künyeden oluşan yayınların bibliyografyasını içermektedir.