Herkes kendi odasındaydı. Naz ve Kuzey çoktan uykuya dalmışlardı. Sibel ve Gamze ise uyuyamayacaklarını anlayınca yatağın üzerine oturdular ve birbirlerine hayat hikâyelerini anlatmaya başladılar. İkisi konuştukça, yaşanan kötü olayı biraz olsun kafalarından uzaklaştırmayı başardılar. Enver, yatağına uzandı. Aklından o kadar çok şey geçiyordu ki… Yaşlı kadın ve köpeğin cesetleri… Polisin aldığı ifade… Sibel'in ağabeyleri… Ve Gamze… Kolundaki saatine baktı. Biraz alçak bir ses tonuyla "On dokuza bir dakika var" dedi. İki kolunu başının arkasına aldı ve ellerini birbirleriyle kenetleyerek ensesine koydu. Gözleri hâlâ açıktı ve boş boş tavanı seyrediyordu. Birkaç saniye sonra olanlar oldu ve gözleri kararmaya başladı. Ve sonunda karardı.
Sonsuz, derin ve sessiz karanlık… Kapkaranlık…