Nasıl aklımı kaçırdığımı soruyorsunuz. Açıklayayım: Tanrıların birçoğu tezahür etmeden çokça zaman önce günün birinde, derin bir uykudayken bir anda gözlerimi açtım ve kendi kendime biçimlendirip hayat verdiğim, yedi yıldır yanımdan ayırmadığım maskelerimin çalınmış olduğunu gördüm. Ve kalabalık sokaklarda, "Hırsızlar! Soyguncular! Tanrı'nın cezası haydutlar!" diye haykırarak oradan oraya koşturdum.
Bu sırada benim bağırışlarımı gören kimi kadınlar ve erkekler benimle alay ediyor bazıları da halimden ürkerek evlerine kaçışıyorlardı. Pazar yerine ulaştığım sırada genç bir adam bir evin çatısına çıkarak, "Deli var!" diye bağırdı. Evin çatısındaki genci görebilmek için yukarıya doğru baktığımda; güneş ve çıplak yüzüm ilk kez buluştu, ruhum güneşin o muhteşem ateşiyle kavruldu ve ben maskelerimi bir daha aramadım. Tam o anda kendimi kaybedercesine bağırdım, "Şükranlarımı sunuyorum sizlere haydutlar! Beni maskelerimden kurtardınız.'
Aklımı kaçırmam böyle gerçekleşti.