"Sus, kimseler duymasın."
Bir akşam vakti, 14 numara kandilin aydınlattığı kireç duvara vurdu gölgesi.
Eliyle sus işareti yaptı, sus kimseler duymasın.
Beline kadar inen sarı saçlarını çözmüş, teneke leğende anadan üryan, anamın ocakta ısıttığı suyu bekliyor. Gecenin kuytusunda, gölgeler vuruyor duvarlara, yaşlı, yorgun bedeni yıllara inat hala kadınsı hatlarını ortaya çıkarıyor, belki kimseler görmüyor, annem görmüyor ama gözleri, deniz mavisi ve deniz mavisi gözlerinde iki damla yaş.
Anam şaşkın, anam telaş içinde!
Sus dedi anama, sus ki kimseler duymasın.
Kara kız, iki gözüm, ben kimim, nereden geldim, nasıl düştüm bu kahrolası şehrin kaldırımlarına, hangi acılardan süzüldüm kimseler bilmez.
Benim adım Polye, Vasili'nin kızıyım.
- Engin Kasap