Ahmet Mithat Efendi, din değiştiren iki Fransız'dan Vikont Alphons Duran ve Polini Heyder'in Müslümanlığı kabul etmelerinin ve aşk yoluyla kesişen yollarının ilginç öyküsünü anlatıyor. Bu birliktelikle birlikte sır kalan Demir Bey'in hikâyesi de açığa kavuşurken kaderin hayatın akışını nasıl değiştirebildiğini de gözler önüne seriyor.
İnsan bir meselede ne kadar ümitsizliğe düçar olursa olsun, kesinlikle bir ümit köşeciği, az da olsa, yine ümide vesile olur. İdama mahkûm olan caninin cellat önünde baş eğmesiyle celladın satırı inmesi arasında da mutlaka bir ümit hüküm sürer ki Victor Hugo "Bir İdam Mahkûmun Son Günü" adındaki eserinde bu ümidi pek hikmetli bir surette göstermiştir.