Yazar bu kitabında bizimle birlikte aynı şehirde yaşayan sokaklarda karşılaştığımız ama hiç tanımadığımız farkına varmadığımız kenarda kalmış, yoksul, çaresiz ve unutulmuş hayatları çarpıcı, etkileyici bir dille okuyucularına sunmaktadır…
Trenler yolcu ile var oluyordu her istasyonda binen yolcular bu soğuk demirlere can katıyordu. Her geçilen istasyon, yolculuğun azaldığına işaret ediyorsa da bu yorucu seyahat insanda tarif edilemez bir tat bırakıyor, hiç bitmemesi temenni ediliyordu. Yolcular sadece seyahate para ödemiyordu. Onları bambaşka diyarlara götürüp hoş duygular uyandıran bu harikulade yolculuk belki de kalplerini satın alıyordu. Yeni dikilmiş fidanlara su, nasıl can veriyorsa lokomotiflerde geçtikleri tarlalara, ovalara, tepelere, nehirlere, köy ve kasabalara sevgi, hasret ve heyecan getirip adeta onları canlandırarak, bir Anadolu rüyası yaratıyordu…
Zihinlerinizden uzun süre çıkmayacak, küçük hayatlara konuk olacağınız derin hikayeler…