Düşünmek, susmak ile başlar. Düşünüyordu sessizliğinin içinde. Babası, annesi, ağabeyleri artık yoktu. Onlarsız kendisinin de artık var olabileceğine pek inanmıyordu. Ölmekten korkuyordu. Ama yaşamak da korkutucuydu artık. Yaşarken kendini herkesten korumak zorunda gibi hissediyordu.
Kendini korumanın yolunu da kalabalığın içinde kaybolmakta bulmuştu. Bundan böyle yaşamanın yolu buydu onun için. Artık az konuşan, çok dinleyen, hep gözleri açık etrafı izleyen bir Çağrı'nın hayattaki ilk günüydü bugün.
"Adın ne?"
Yine o çocuktu konuşan ve yine cevap alamamıştı Çağrı'dan.
"Susmak iyi geliyor mu? Konuş, yoksa kendini dinlersin sustukça. Dedem derdi ki 'içine attıkların boğar seni.'"