Dünya üzerinde monarşiler yıkılıp demokrasiye geçildikten sonra halklar kendi kendini yönetmek için seçimler yaptı. İdare görevi bazen anayasalarla diktatörlere, bazen de sermaye gruplarına verildi. Lobiler, kiliseler ve cemaatler halkın önüne kendi adaylarını koydu, halk da mecburen bu adaylara oy verdi. Sonuçta sermayenin yönettiği ve/veya yönlendirdiği sistemler oluştu. Bu melez demokrasilerin yarattığı sorunlar yüzünden, geçmişten günümüze yanlış bir demokrasi algısı oluştu ki bu özellikle bizim gibi toplumlarda sistem arayışlarına ve ayrışmalara sebebiyet verdi.
Sermaye ve dinin siyasete karıştırılması dünya için önemli bir tehlike olmaya devam ediyor. İnsanlar, sosyal adaleti sağlayacak sistemin demokraside ve liberal ekonomide olduğunu görmeyip yanlış uygulanan demokrasinin ve liberal ekonominin düşmanı kesiliyorlar. Bizim de içinde bulunduğumuz melez demokrasilerde liberal ekonominin tek ayağı çalışır; çalışan ayak "serbest bırak" ayağıdır. Fakat liberal ekonominin diğer ayağı olan "denetle" ihmal edilir. Gerek yargı denetimi gerekse mali denetim, zaten hâkimiyet altında olan demokrasilerde doğru çalışmadığı için gelir adaleti bozulur...
Amerika ve Türkiye merkezli yatırımlar yapan NOVA Group Holding CEO'su Müjdat Güler'in tecrübe ettiği siyasal, sosyal ve pek çok toplumsal konuyu derinlemesine incelediği bu kitapta, başta Türkiye ve Amerika ekseninde demokrasi, adalet, eğitim gibi kavramların dünyadaki farklı uygulamalarını tarihsel ve istatistikî verilerle inceleme şansı bulacaksınız.