Demokrasi, insanlığın ürettiği en barışçıl iktidar değişim metodu olması bakımından antik Yunan'dan bu yana tarihsel koşullara göre dönüşen ve yeniden tartışılan bir rejimdir. Son yıllarda ağırlıklı olarak hükümet sistemi tartışmaları ekseninde tartışılan demokrasinin bundan çok daha geniş kapsamlı yansımaları bulunduğu aşikardır. İfade özgürlüğü başta olmak üzere, temsil sorunu, şeffaf yönetim, hesap verebilirlik, yerel katılım, yönetişim, kuvvetler ayrılığı, demokratik karar verme ve kamu politikası süreçleri gibi pek çok tartışma esası itibariyle demokrasi anlayışındaki ayrışmalara göre biçimlenmektedir. Yine demokrasilerin günümüz dünyasında içine düştüğü krizler, farklı hibrit demokratik rejim tanımlarının doğmasına neden olmuştur. İlliberal demokrasi, seçimsel demokrasi, popülist rejimler, rekabetçi otoriterlik gibi kavramlarla izah edilmeye çalışılan dünyadaki bu karma örnekler, demokrasinin temel ilkelerinden biri ya da birkaçının uygulamada eksilmesi sonucu ortaya çıkmıştır.
Demokrasi teorisi literatürü demokrasinin tarihsel gelişimini ve siyasal düşüncedeki yerini ele almakla birlikte yukarıda bahsedilen güncel tartışmalara çoğu zaman yer vermemiştir. Elinizdeki kitap, böylesi bir eksiği doldurmak amacıyla, demokrasinin günümüz dünyasındaki farklı uygulamalarının siyaset ve yönetim alanındaki somut yansımalarını ele almaktadır. Birbirini besleyen farklı bölümlerde yönetim süreçlerinden, hükümet sistemlerine, kuvvetler arası ilişkilerden siyasal katılıma, kamu politikalarının oluşumundan, popülist rejimlerin doğuşuna kadar pek çok alanda demokrasi düşüncesinin etkisi incelenmiştir.