Türkiye gibi gelişmekte olan ve genç nüfusun çok yoğun olduğu ve eğitimde fırsat eşitliğinin temel sorunlardan biri olarak karşımıza çıktığı ülkelerde devletin tüm eğitim sorunlarının üstesinden gelmesinde aksamalar olması kaçınılmazdır. İşte tam da bu noktada 'demokrasinin beşinci gücü' olarak nitelenebilecek sivil toplum kuruluşları karşımıza çıkmaktadır. "Yasama", "yürütme", "yargı" ve "medya"nın ardından sivil toplum kuruluşları da nitelikli bir demokratik anlayışının o ülkede kökleşmesini sağlayan temel güçlerden biri olarak anılagelmektedir. Bu anlamda sivil toplum kuruluşları, kamunun verdiği eğitim hizmetlerini iyileştirme, geliştirme ya da tamamlama amacı güden dernek, vakıf gibi örgütlenmelerdir. Bundan başka ülke için eğitim politikaları oluşturma, geliştirme, yönlendirme; hazırlanan raporlarla saptama ve çözüm önerileri ortaya koyma gibi belirleyicilik amaçları da olabilmektedir.