"Amantes amentes."
"Aşk deliliktir."
(Latince bir deyiş)
Asil, bir gece fark eder ki hayatında önemli bir yere sahip olan Denizkızı Takımyıldızı artık o çok sevdiği gökyüzünde değildir. Bu kayıp başlarda onu umutsuzluğa sürüklese de sonrasında çok daha farklı kapıları açarak bir mucizeye tanık olmasını sağlayacaktır. Umutsuzluk ve mucizenin çatışmasından doğan, Asil'in hikâyesi, tam olarak böyle başlar. Esasında gökyüzündeki bir takımyıldızın denizkızına benzemesiyle başlayan olaylar örgüsünde denizkızını yanı başınızda gördüğünüz zaman bilinç dışı olarak inşa ettiğiniz korkularınızın yıkılmasının iyi ve kötü anlamda yaşantınıza ne gibi etkileri olacağını sorgularken iyi ve kötünün tekilliğine tanık olmanın dayanılmaz duygularını yaşayacaksınız.
Denizkızı Takımyıldızı, gerçek ve gerçeküstü anlatımın içi içe geçtiği ve bir üçüncü gözün dilinden mucizelerin insan yaşantısındaki varlığını ve yerini sorgulatan bir hikâye olmanın yanı sıra sizleri çok önemli ve bir o kadar karmaşık bir soruyla baş başa bırakıyor:
Peki, ya mucizeler gerçek olursa?