Acentelik veya tek satıcılık gibi sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesine bağlı sonuçlardan biri de acentelerin/tek satıcıların yarattıkları müşteri çevresinin karşılığında ve muhtelif koşullarla denkleştirme talebine hak kazanmalarıdır (TTK m.122). Türk hukukuna tabi sözleşmelerde, bu talep hakkından sözleşme ile peşinen feragat edilemez (TTK m.122/4). Acente ve tek satıcıyı, sözleşmenin sona ermesinin sonuçlarına karşı koruyan düzenlemeler, zayıf akit tarafı koruma amacına hizmet ettiği gibi, bir acenteler ve tek satıcılar ülkesi olan Türkiye'nin ekonomik kamu düzenine ilişkin politikalarının yansıması niteliğini taşır.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programı kapsamında hazırlanan bu çalışmada, ağırlıklı olarak, acentelik veya tek satıcılık sözleşmelerinin yabancı bir hukuka tabi olması karşısında denkleştirme talebine ilişkin TTK m.122 hükmünün uygulanabilirliğine ilişkin meselelere temas edilmiştir. Özellikle Türkiye'de icra edilen acentelik ve tek satıcılık gibi sözleşme ilişkilerine uygulanmak üzere seçilen yabancı hukuk sisteminin denkleştirme talebine (portföy tazminatına) imkan tanımadığı yahut denkleştirme talebinden önceden feragati geçerli saydığı hallerde TTK m. 122/4 hükmünün kamu düzeninin müspet etkisi bağlamında veya doğrudan uygulanan kural statüsünde uygulanmasının mümkün olup olmadığı ve yabancı hukuk seçiminin yanında yetki anlaşması ile yabancı bir devlet mahkemesinin yetkilendirilmesi veya sözleşmenin tahkim şartı içermesi karşısında davanın Türk mahkemelerinde görülüp görülemeyeceği hususlarının açıklanmasına gayret edilmiştir.