Şumnu'ya bağlı Akdere'li Gullamoğlu Hacı Mustafa Ayan 1901 yılında hayata başlar ve 1951 yılında da, doğduğu ve elli yaşına kadar yaşadığı, bin bir zorlukla dişinden tırnağından artırarak yaptığı evini, edindiği hayvanlarını, tarla tapanını geride bırakıp yetişkin üç kız, bir oğlan, damat, torunlar ve eşiyle birlikte Anavatan'a sığınır. Türkiye Cumhuriyeti'nin iskanıyla Çukurova'nın Mustafabeyli Köyü'ne yerleşme mücadelesini 1989 yılına kadar sürdürür. 1989'da bisiklet kazasıyla da bu renkli ve mücadele dolu hayatına veda eder.
Doğup ve elli yaşına kadar yaşadığı toprakların coğrafyasını, o coğrafyanın yerleşim yerlerinin isimlerini ormanlarını, hayvanlarını, bitkilerini, insanlarını, şakilerini velhasıl en ince teferruatına kadar inceden inceye 88 yıl boyunca hafızasına nakşetmiş, hayallerini, düşüncelerini, rüyalarını süsleyen hatıralar halinde yaşantısına renk katmış, sohbetlerinin ana konusu olmuştur. Bulgaristan Akdere'de 50 yıllık dönemin insanlarını, yerleşim yerlerinin isimlerini Çukurova'nın Mustafabeyli'sine yerleşince unutmamıştır. Ölümüne kadar da hatıralarıyla bütünleşip onların anlatımıyla, yabancı bir ortam olan Ana Vatan'da hayat mücadelesini renklendirmiş ve 1989 yılında da noktalamıştır. Hacı Mustafa Ayan, 88 senelik ömrünün sekseninde kaleme almıştır bu hatıraları.
Hacı Mustafa Ayan, sadece yaşadıklarını yazmamış, duyduklarını da nakletmiş bize. Derviş Balkanı Eşkıyaları ve Avcılığım, Balkanlar'daki eşkıyalık, avcılık,ticaret, dil ve iletişim üzerine tarihi, toplumsal, siyasi, iktisadi ve beşeri çalışmalar, araştırmalarda bulunmak isteyenler için de özellikle ilk dereceden kaynak olma niteliğine sahip bir eser.