Ülkemiz sinemasının 100.yılını kutladığımız şu günlerde ciddiyeti, samimiyeti, alçakgönüllülüğü ve duyarlılığıyla sinemaya gönül vermiş Derviş Zaim'den bahsetmemek haksızlık olurdu. Derviş Zaim insanlığın doğaya karşı yaptığı hataları dile getirmekten çekinmeyen bir sanatçı.
Yaşadığımız tek bir dünya olduğu düşünüldüğünde kurbanı olduğumuz acı hırsların yersizliği, insan ilişkilerinin gün geçtikçe yozlaşmasına neden olmakta. Ancak yaşadığımız hırslar sadece birbirimize karşı değil. Ne yazık ki insanoğlu bu açgözlü ihtirası doğaya karşı da gösteriyor. İnsanlığa her daim kucak açan, sevgi gösteren, tabiri caiz ise yedirip, içirip, giydiren doğa, insanlıktan görmüş olduğu bu doymak bilmez tavrı başka bir canlıdan görmüyor. Hepimiz farkında olarak ya da olmayarak içimizdeki bu 'hep daha fazlasını isteme' duygusuna kapılıp doğacak olan zararları göremeyebiliyoruz. İşte tam bu noktada sanat ve sanatçı bizlere el uzatıyor.
Derviş Zaim, bizlere farkındalık ve bilinç kazandırmak, hayat gailesi içinde gözden kaçırdığımız noktaları vurgulamak için sinemayı aracı kullanıyor. Onun için yalın ve akıcı, doğal ve duru demek doğru olur. Eserleriyle sinema dünyamıza büyük katkıları olmuş Derviş Zaim'i tanımak, doğa ve insan ilişkisine farklı açıdan bakmak, sanatla toplumun ayrım ve birleşim noktalarını görmek isteyen herkesin severek okuyacağı bir kitap.