Eski dönemlerde seyahat seçkinlerin ve belli kişilerin sahip olduğu bir ayrıcalık olmuştur. Ancak yıllar içinde yeni kuşaklar bir öncekinden farklı özellik ve taleplere dayalı hayatlar kurmaya başlamıştır ve seyahat, tatil, dinlenme, eğlence gibi ihtiyaçlar bütçelerde daha büyük yer edinmeye başlamıştır. Alt yapı imkânlarının ve seyahat teknolojisinin gelişmesi bunu tetiklemiştir.
Bugün insanlar, imajlar, algılar ve mesajlar ile çevrili bir küresel köyde yaşamaktadır. Her geçen gün birbirleri ile daha çok bağlantılı, daha haberdar duruma gelmektedirler. Bu temas, ilgi ve ilişki yoğunluğu, bir araya gelme, birbirini merak etme ve seyahat etme ihtiyacını doğururken bir yandan da tüm dünyada tırmanan siyasi, etnik, sosyal ve kültürel ayrışmalar, güvenlik tehditleri insanları ve toplumları seyahat etme konusunda ön yargılara sürüklemekte ve seyahat tercih ve kararlarını doğrudan etkilemektedir.
2014 yılında başlayan bu çalışmanın tamamlandığı 2021 yılına kadar aradan geçen süreçte, literatürü, kavramları temelden değiştirecek gelişmeler yaşanmıştır.
Covid- 19 öncesi turizm ve destinasyon imajı alanında çok niş, ihtisas alanlarda tartışmalar sürerken tüm dünyada turizm ve seyahat sektörleri savaş dönemlerinden bu yana yaşadığı en büyük kriz ile yüz yüze gelmiştir.
Turizm sektöründe tanıtım faaliyetleri birbirinde bağımsız birçok kanal tarafından gerçekleştirilmektedir. Birçok farklı kurum ve işletme kendi ürün ve hizmetlerini pazarlamak üzere; ülke ve şehirlerinin markasını kullanmaktadır. Stratejik iletişimin tam da burada önemi ortaya çıkmaktadır.
Bu araştırmanın ana konusu; Destinasyon imajı, stratejik iletişim süreci ve bu sürecin yönetiminin destinasyon imajları üzerindeki doğrudan etkisi olarak ele alınmaktadır.
Bu araştırmada tüm dünyadan farklı ülke ve şehirlerin bir turizm destinasyonu olarak ülke ve şehirlerin imaj oluşturmak üzere gerçekleştirdikleri stratejik iletişim faaliyetleri, ICCA- International Congress & Convention Association tarafından gerçekleştirilen "Best Marketing Award" ödüllü projeler üzerinden incelenmiştir.
11 ülke ve şehir 2007-2018 yılları arasında gerçekleştirdikleri kampanyalar üzerinden turizm destinasyon imajı oluşturmak üzere gerçekleştirilen çalışmalar halkla ilişkiler, stratejik iletişim, kamu diplomasisi ekseninde ele alınmakta ve kampanyaların sonuçları AMEC- The International Association for Measurement and Evaluation of Communication/ Uluslararası İletişim Ölçme ve Değerlendirme Birliği Entegre Değerlendirme Çerçevesi (Integrated Evaluation Framework) çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Disiplinler arası bir çalışma olarak ele alınmış olan bu araştırmada kuramsal bir tartışmanın yanı sıra içerik analizi yöntemi ve derinlemesine mülakat ile konuya ilişkin araştırma gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın destinasyon pazarlaması ve tanıtımı alanında literatüre akademik ve mesleki bakımından katkı sağlayacağına inanıyoruz.