Mevzu bir görünüp bir kaybolmak değil.
Mevzu aslında var olmak da değil.
Mevzu derinlerde bir yerde birinin hissiyatı olmak, birinin yüreğine dokunmaktır benim için. Yola çıktığımızdan beri kafamı cama dayamış, gözlerimin önünden geçen son görüntülere bakıyor, onları kendimle beraber götürmeye çalışıyordum. Sahi insan son gördüklerini götüremiyor mu yanında? Ya da son çektiği acıyı, mutluluğu, yediği son yemeğin tadını yahut gördüğü son kişilerin son bakışını, götüremez mi yanında? Ben götürmek istiyorum. Onun son bakışını, binlerce sözden oluşan o son bakışını içime saklayarak götürmek istiyorum. Şu an içinde olduğum dolmuşun rengi mavi..