Güvenlik meselesi, bir yönüyle devlet tarafından yurttaşların can ve mal emniyetinin sağlanması amacıyla yürütülen bir kamu hizmeti olarak tanımlanırken, diğer yönüyle egemen sınıfların çıkarlarına dayalı üretim ve mülkiyet ilişkilerinin inşa edilmesi, korunması ve yeniden üretiminde merkezi bir işlevde görülür. Bu çalışmada ilk olarak, kamu güvenliğinin bu çift boyutlu kavrayış üzerinden açıklanması, buna ilişkin kavramsal, kuramsal literatürün sistematize edilerek kurgulanması ve çalışmanın yönteminin inşa edilmesi hedeflenmiştir. Yönteme ilişkin çerçevenin oluşturulmasıyla, Osmanlı ve Türkiye dönemlerinde, güvenlik yönetimindeki dönüşümleri etkileyen temel dinamiklerin ne olduğu sorusu, teorik tartışmalardan destek alarak toplumsal ilişkiler çerçevesinde incelenebilmiştir.
Bu çerçevede, Osmanlı'dan günümüze kadar gelen yedi yüz yıllık süreçte, güvenlik yönetiminin birçok kez kurumsal ve yasal anlamda dönüşüme uğradığı tespit edilmiştir. Bu dönüşümlerin analiz edildiği çalışmanın en temel bulgusu, güvenliğin, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde, toplumsal ilişkilerin düzenlenmesinde merkezi bir rol oynadığıdır. Bu rol, belirli bir tarihsel aralıktaki egemen sınıfların çıkarlarının korunması ve yeniden üretilmesidir. Çalışmamızda sözü edilen inşa ve yeniden üretim süreçlerinin, hangi yönetim teknikleri ile gerçekleştirildiği açıklanmaya çalışılmaktadır.
Öte yandan bu çalışmada, feodal ve modern dönem devlet yapıları, liberal ve makrsist ideolojiler, tarih yazıcılığı, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri siyasi ve toplumsal yapıları gibi konularda derin bilgiler mevcuttur. Bu yönüyle, çalışmanın devlet-güvenlik ilişkisine ilişkin analizlerin yanında, politika, sosyoloji ve tarih alanlarına da dokunduğu ve bu alanlarda önemli bir kaynak olarak kullanılması hedeflenmektedir.