Muhittin Kandur'un "Adigeleri" konu alan roman serisinin altıncısı olan bu kitap hikâyenin son bölümünü anlatıyor. Dünyanın geri kalanının "Çerkes" veya "Sirkas" olarak bildiği Adigeler, Kuzey Kafkasya kökenli eski bir kavim. Çok uzun yıllar süren ve nihayet 1864 yılında biten acımasız savaşlar sonunda sömürgeleşen bu topraklarda yaşayanların çoğu 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Türkiyesi'ne göç etmek zorunda bırakıldı.
Muhittin Kandur, günümüze kadar son altı nesili içine alan bu olaylar dizisini roman sanatını ustalıkla kullanarak anlatıyor.
Okunduğunda görülecek ki, altı ciltlik seride anlatılan hikâyeler, "akademik" olarak adlandırılan pek çok çalışma kadar titiz bir şekilde araştırılıp belgelendirilmiş. Kandur bu romanlarla tarihin daha iyi anlaşılmasını ve tarihi gerçeklerin keyifle okunmasını amaçladığını belirtiyor.
Hikayeler dizisine geçmişi irdeleyen "Kafkas Üçlemesi" ile başlayan yazar, seriyi Çerkes üçlemesinin son kitabında bugünün hikayesini anlatarak bitiriyor. Kitap, içinde pek çok tarihi malzeme barındırsa da, yakın zamanda, 20. yüzyılda yaşanan olaylarla, Rusya'da, Türkiye'de, Ortadoğu ve Amerika'da bulunan Çerkeslerin bu olaylarda oynadığı rolü anlatıyor.
Kandur, nehir roman türünün en güzel örneklerinden biri olan serisini "Diaspora Çocukları" ile taçlandırarak sonlandırıyor.