Kitaplarla ve özellikle edebiyatla olan ilişkimizi yeniden gözden geçirmenin zamanı gelmedi mi?
Okumak erdemli bir faaliyet midir?
Karakterimizi güçlendirir ya da yüceltir mi?
Okumanın Hazzı, mevcut kültürel ve teknolojik iklimin 'okuma' üzerindeki olumsuz etkisini gösterirken, dijital dünyanın sunmuş olduğu avantajlarla bu durumu lehimize çevirmenin yollarını araştırıyor.
Jacobs, okumanın mecburiyetten değil, öncelikle zevk almak amaçlı bir aktivite olması gerektiğini savunuyor. "Ne okuduğumuzu, ne kadar okuduğumuzu ve ne okumadığımızı saplantı hâline getirmeyi bırakırsak daha mutlu, daha iyi okuyucular oluruz. Ancak en güçlü okuma deneyimini yaşamak için, kişinin çoğu zaman 'alışkanlığın keskinleştirdiği irade gücü'yle yaratılması gereken 'derin bir yalnızlığa' sahip olması gerekir."
Elbette okuma zevkine yönelik en büyük tehdit, boş zamanlarımızın giderek daha fazlasını tüketen, çoğunluğu dijital olan dikkat dağıtıcıların saldırısıdır. Ancak Jacobs, gündelik hayatımızın önemli bir parçası olan son teknolojik cihazları 'okumanın düşmanı' olarak görmenin mantıksız olduğunu savunuyor çünkü bu sayede günümüz dünyasında kitaplara ulaşmak hiç olmadığı kadar kolay.
Acaba sorunu kendi iç dünyamızda mı aramalıyız?