Değerli şeyler yıpransa da yitirilmezdi. Birbirlerine olan sevgileri, bütün inatlaşmalarına, tartışmalarına rağmen hâlâ hiç değişmemişti. Çok çalışan bir Semih, bildiğini okuyan, sürekli burnunun dikine giden bir kızılın söylenmeleriyle nasıl başa çıkabilirdi ki?
Ya da sevdiği adamı sürekli yanında isteyen Hande, her şeye bahanesi olan huysuz bir adama onu kızdıracak cümleler söylemeden nasıl tahammül edebilirdi?
"Çok odunluğun tutuyor, bir ara romantikimsi oluyorsun ama sonra yine ormantiksin.
Ömrünün sonuna kadar böyle mi olacak?"
"Değişeyim mi?"
"Değişme. Seni böyle sevdik artık ne yapalım?"
"Bak, bak. Zaten değişmeyecektim."
"Yine de odunsun."
"Öyleyimdir ama beni seviyorsun."
"Seni seviyorum."
"Ve seveceksin."
"Her zaman..."