Üniversitede olmazsa yurda giderim. Mutlaka görüşmeliyim onunla. Sevgiden, sevgiden olduğu kadar Behiye'den de özür dilemeliyim. Af dilemeliyim. Onunla neden bir araya gelemeyeceğimi de anlatmalıyım ilk kez. Herkesten sakladığım, kimselere ifşa edemediğim bu sırrımı açıklamalıyım ona. Bu arada onu olabildiğince, alabildiğince çok sevdiğimi söylemeliyim.
Ona olan sevgimi, bir ömür boyu yüreğimde taşıyacağımı da söylemeliyim. Bilmeli o… Onu ne kadar çok sevdiğimi bilmeli… Ama onunla bir araya gelemeyeceğimizi de bilmeli… Nedenini de…"
80'li yıllar… Bir yanda, Müslümanca yaşanılan bir ülke hayali ve bu uğurda çekilen işkenceler; diğer yanda, gençliğin baş döndürücü hülyaları arasında gidip gelen; ama yönsüzlükten bir yere varamayan İslamcı gençliğin dramatik hikâyesi… Şöyle mi desek yoksa bizim hikâyemiz…