"Peker için şairlik, tam bu nedenle bütün yaşamın parçalanmış hallerini, renk tonlarını yaşantılayabilmesi demek, imgede yaşanılır kılabilme, bunun için de şiirsel bir estetikle duyumsayabilme yeteneğidir. Şairlik her durumda yüceltilir, şair oluşun özellikleri
abartılır. Kendisini en geniş anlamıyla şair olarak tasarlamış, bundan uzak düştüğünde hayıflanarak yeniden o tasarıma dönmüş bir şairdir Peker.... Saf duyunun insanıdır şair...Parçaları bütünlemeye çalışır... Şaire 'ergen şiir' in en uzun ömürlü şairi demek gerekir bir bakıma.
Düz söyleyişten, düz anlamdan uzaktır; uçkun düzeyde sivri,keskin metaforlarla kalender bir sesi buluşturur. Öyle bir yapı kurmuştur ki, benzetmeler, betimlemeler, anlık kamaşmalar,keskin yükseliş, ansızın kırılış ve düşüşler, çevik sıçrayışlar, uzak çağrışımlar, bayağı gerçekler, midesel imgeler, şölen iştahı ile yalnızlık inleyişleri, kavuşmak ile kopuş iç içe geçmiştir. Yalın olduğu kadar karmaşık, açık olduğu kadar gizlidir; şahlanır ve düşer aniden ve yeniden...
İkinci Yeni'nin yapmak istediğini sıkı hissetmiştir; bunu içselleştirmiş biçimde çalışır şiiri. Bu şiire yenilik değilse de söyleyiş gücü kazandıran deneyimiyle, yaşına karşın'en genç İkinci Yeni şairi' demek de uygun olur Peker için. Onun şiirindeki parlamayı, kırağı ışıltısını, çipil dışarlıklığı,
sözcük değil ama algı ve zihinkıran yeteneğini de düşünerek.. "
Mahmut Temizyürek