Bir bilim dalı olarak din eğitiminin (öğretimi) amacı teorik-pratik tüm boyutları ile din eğitimi gerçekliğini açıklamak, öngörmek ve doğrulamaktır. Din eğitimi, bu amacı gerçekleştirebilmek için bilimsel bir disiplin olarak kendine özgü araştırma alanına ve bu araştırma alanına uygun bilimsel bir metodolojiye sahip olmalıdır. Ancak din ve eğitim (öğretim) olmak üzere temel iki içerikten meydana gelen, öğrenme konusunu oluşturan din boyutuyla ilahiyat (teoloji) bilimlerinin; öğretim sürecini oluşturan eğitim (öğretim) boyutuyla özelde eğitim bilimlerinin genelde sosyal bilimlerin çalışma alanına giren din eğitimi, farklı bilimleri ilgilendiren konu alanına sahip bu çok içerikli boyutu nedeniyle hangi bilimler kategorisinde yer alması gerektiği hususunda tartışmalara konu olmaktadır. Bu tartışmalar, din eğitiminin kendine özgü araştırma alanını belirleme ve araştırma alanı ile ilgili genel sonuçlara ulaşma, ilke ve teoriler ortaya koyma işini zorlaştırmaktadır. Din eğitiminin bahsi geçen meselelerinin gerçekçi ve din eğitim faaliyetinin doğasına uygun bir şekilde açıklığa kavuşturulması için öncelikle bir bilim olarak kendine özgü kimliğini kazanması, bir başka deyişle bir bilim olarak nerede durması gerektiğini ortaya koymak gerekir. Ancak ülkemizde özellikle bilim olarak geç fark edilmesi nedeniyle din eğitimi biliminin hangi bilimler kategorisinde yer alması gerektiği meselesi çok yönlü bir şekilde irdelenmiş değildir. Din eğitiminin bilimler arasındaki yeri probleminin bilimsel bir yaklaşımla ele alınmasının din eğitimi biliminin geleceği açısından faydalı olacağı düşüncesinden hareketle bu eser, din eğitim bilimci James Michael Lee'nin din öğretiminde sosyal bilim yaklaşımı bağlamında bu önemli meseleyi tartışmaya açmaktadır.