İnsan, yaratıcının, fıtratına yerleştirmiş olduğu manevi potansiyelin vahiyle buluşması sayesinde yaratıcıyı tanır ve anlam dünyasını ona göre kurar. Tarihi açıdan insanın manevi gelişiminin en yaygın görünümü olan bu buluşmanın son birkaç yüzyılda daha zor gerçekleştiğine şahit oluyoruz.
Modernizmle, dinin bireysel ve toplumsal hayattaki etkisini zayıflatan faktörlerin güçlenmesi; post modernizm ile birlikte görecililik ve bireyselleşmeye yapılan vurgu insanların geleneksel dini yapılar dışında manevi arayasılara yönelmesine neden olmuştur. Buna, dinlerin yorumlanış ve öğretilişinde doktrin temelli ve şekilci anlayışların öne çıkarılması da eklenince insanların önemli bir kısmı ya şekilsel bir dini aidiyete yönelmiş ya da fıtratındaki manevi potansiyeli farklı alemlerde gerçekleştirmenin yollarını aramaya başlamıştır.
İlahi nefesten pay alarak insan olma bahtiyarlığına erişmiş bir canlı olarak insan, hem özündeki manevi potansiyele hem de bu potansiyeli harekete geçirecek vahye yabancılaşmaya başlamıştır. Günümüz insanının, en azından bir kısmı, anlamdırma süreçlerinde geleneksel dini yapılardan uzaklaşmış; manevi açlığını Yeni Çağ gibi oluşumların sunduğu yaldızlı alemlerde gidermeye çalışmaktadır.
Özgürlük, bireycilik ve tüketimi kendine azık edinen insanoğlu madde ile ilişkisinde olduğu gibi manevi aleme ilişkin tutumlarında da peşin hazzı satın almanın peşine düşmüştür. Acaba günümüz insanı ilahi kaynağın pusulasını bir kenara bırakarak manevi arayışlara yönelirken kendini ensesinde yakalamış ve zihnini istediği gibi formatlayan pek çok faktörün farkında bile olmayan bir bilim kurgu kahramanı gibi midir?
Din Eğitiminde Manevi Boyut ismini taşıyan bu çalışma din, maneviyat, manevi gelişim, tasavvufi eğitim ve din eğitimi alanları üzerine yapılmış çalışmaların kesiştiği noktada yer alan disiplinler arası bir çalışmadır. Amacımız; seküler maneviyat arayışlarının hızla güç kazandığı, insanların kendilerine dinden bağımsız manevi tatmin yolları aradıkları günümüz toplumlarında din eğitimine düşen manevi gelişimi sağlama sorumluluğunu tartışmaktır.
Bu bağlamda maneviyat olgusu, din-maneviyat ilişkisi, insanın manevi potansiyel ve ihtiyacı, batı düşüncesinde yaşanan manevi kırılmalar ve eğitime yansımaları, din eğitiminde istifade edilebilir bir manevi gelişim ve eğitim sistemi olarak tasavvuf ve farklı kapılarda maneviyat ihtiyacını gidermeye çalışan günümüz insanı karşısında din eğitiminin imkan ve sorumlulukları ele alınmaktadır.