Hermenötik düşünceyi, bir nesnenin kavramsal analizi, bir tarihsel olgunun dilsel tasviri, bir inancın felsefi-kelâmî açıdan doğrulanmaya çalışılması gibi farklı düşünme tarzlarından ayıran en belirgin vasıflarından biri, düşünmenin her zaman kendi tarihsel krizi veya sorununu hem üreten hem de onu çözmeye çalışan bir ikili süreç içinde var olduğunu kabullenmesidir. Kanaatimce hiçbir düşünme tarzı kendi var olma sorunu ya da krizini yeterince ele almaksızın sahih bir yaklaşım içinde olamaz. Aksi halde kendisini gerçekliğin yerine koyan, gerçeklikten daha gerçek olarak varlığın düşünceye boyun eğdirilmesine yol açan ve böylece bizi gerçeklikten koparan ideolojiler ""düşünce"" olarak kutsanır. Hermenötik çaba, bu yönüyle, her bir sahih düşünmenin var olma krizlerini yaşama ve bunları aşmaya çalışma süreci olarak yol alabildiğini anlama ve bu yönüyle bazı düşünme tarzlarının ya da ideolojilerin kutsanmasının toplumlarda yol açtığı derin hasarlara dikkat çekme çabasıdır.