Genel olarak din ve toplumun karşılıklı etkileşimini konu alan din sosyolojisi, hiç şüphesiz Comte ve Durkheim'dan bu yana hem konuları hem de ilgi alanları açısından önemli değişimlerin içinden geçerek günümüze ulaşmıştır. Bir zihniyet ve dünya görüşünün dönüşümüyle Batı'dan mülhem içeriklerle bize gelen din sosyolojisi artık dinlerin kaynağı, din ve primitiflik gibi konu başlıklarından uzaklaşarak, dinin Post/Modern bir dünyada ne tür ilişkilere girdiği, nasıl bir arkaplan oluşturduğu ve tüm modernleştirici ve sekülerleştirici süreçlere rağmen nasıl etkinliğini sürdürdüğü soruları üzerinden çok boyutlu olarak tartışılmaya devam etmektedir. Bu bağlamda din sosyolojisi, bir bilim dalı olarak Türkiye'de son otuz yılda oldukça önemli mesafeler katetti. Alanda, aktüel sorunlar eşliğinde ciddi analizlerle kendisini gösterdi. Küreselleşme, kamusal alan, feminizm, beden, cemaat, siyaset, devlet, sosyal hareket gibi çok güncel konuların özelde İslam ile ilişkileri, hangi sosyal formlarda görünür olduğu, bu ilişki ile ortaya çıkan yeni islami anlayışlar Türkiye'deki değişime paralel olarak inceleme konusu oldular. Bu, aynı zamanda Post/ Modern bir dönemde islami arayışlar olarak da analizlerin içerisine dahil edilmiştir. Elinizdeki kitap, önemli aktüel sosyal konuları din sosyolojisi bağlamında ele almakta, bilgi vermekte ve tartışmaktadır. Tartıştığı konuları daha yerli örnekler ve perspektiflerle analiz etme gayesi güden çalışma, hem din sosyolojisi ile ilgilenenler için bir "giriş" mahiyeti taşımakta; hem de okuyucuyu Farabi'den İbn Haldun'a kadar kendi coğrafyasının isimleriyle tanıştırmaktadır. Bu bağlamda bu kitap, gerek ilahiyat fakülteleri ve sosyoloji bölümleri gerekse bölüm dışından tüm öğrenciler ve sivil ilgiler için Din Sosyolojisi alanında temel oluşturmak üzere önemli katkılarda bulunacaktır.