Nedvi, vahiy temelli toplumsal ahlaki düzenin özelliklerini, köklerini materyalizmde bulduğumuz akılcı ve mistik düşünce ekollerinin sosyal düzenleri ile karşılaştırmalı olarak ele almış ve bu sistemlerin özelliklerini kısa ve özlü bir şekilde bu kitabında ortaya koymuştur.
Yazar, günümüzde dünyaya egemen olan kötülüklerin temelinde ne olduğunu araştırmış, insanların tavır ve davranışlarının kökünün ekonomik, sosyal ve siyasal sistemlerde değil, ahiret inancı veya dünya görüşleri doğrultusunda ortaya çıkan etik ve ahlaki konseptlerde bulunduğunu görmüştür. Aynı anda, dinin bir kenara çekilip sadece manevi meselelerle uğraşıp, insan yaşamının büyük bir bölümünü oluşturan gündelik kararlarla ilgilenmemesinin mümkün olamayacağını açıklamıştır.
Duyumsal algıların, aklın, felsefenin ve mistisizmin kısıtlılığına vurgu yaparak, bunların hiçbirinin bizi iyiliğimiz ve mutluluğumuz için benimsememiz gereken sosyal ve ahlaki davranışa götüren kesin bir kılavuzluk sağlayamayacağını göstermiştir. Bunun üzerine kurulan sosyal ve ahlaki yapıların ve zamanımızda sadece akla dayandırıldığı için kabul edilen şeylerin modern ve çağdaş olmadığını, hatta medeniyet kervanını gaybı inkara, duygusuz materyalizme, ahlak bozukluğuna ve sonuçta parçalanmaya götüren cahillikten doğduğunu söylemiştir.
Nedvi'nin analizi, vahyin aktardığı ahlaki bakış açısının, hem sağlıklı ve dengeli bir toplumu yeniden inşa edebileceğine hem de mevcut medeniyeti materyalist kültürün etkisiyle sürüklendiği uçurumdan kurtarabilecek yegane rehberlik kaynağı olduğu konusunda önyargısız bir okuru ikna gücüne sahiptir.