"AK Parti hükümetleri, Kemalist dönem laiklik anlayışını bir İslamkarşıtlığı olarak algılayarak, daha çok din özgürlüğüne vurgu yapanbir laiklik anlayışı benimsemiştir. Fakat bu özgürlük vurgusu da taktiksel ve niteliksel olarak çoğunlukçudur; özgürlük adı altındaçeşitli eğitim politikalarıyla dini eğitim dayatılmış ve eğitimin içeriği dinselleştirilmiştir. Bu dönemde eğitim üzerinden yürütülen toplummühendisliğinin bir unsuru olan desekülerleşmenin önemli bir aracı, eğitim alanında yapılan çok sayıda düzenlemeyle büyük yığınlara adeta zorla din eğitimi aldırılacak bir ortam yaratılmasıdır." Elif Gençkal Eroler, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının eğitimpolitikalarında eğitimi araçsallaştırıcı "toplum mühendisliği" yaklaşımının yanı sıra, "tehdit paradigması"nda da "Cumhuriyet geleneği" ile bir devamlılık arz ettiğini gözlüyor çalışmasında. "Millet" ve onun "düşmanları" hakkındaki tasavvurun, bu format içinde nasılyeniden tanımlandığını gözlüyor. Eğitimin ideolojik araçsallaştırılmasının bir başka önemli boyutu olarak da neoliberal zihniyeti işaretliyor yazar: Özelleşme, piyasa toplumu değerlerine ve insanları "insan sermayesi" olarak görmeye alıştırma… Kitabın zenginliği, bu ideolojik biçimlendirmeyi somut deneyimler içinden tasvir etmesinde yatıyor: Müfredat ve ders kitapları, öğretmenve müdür atama rejimi, proje okul uygulamaları, eğitim şuraları, AKP Gülen Cemaati çatışmasının yansımaları… Türkiye'nin ezeli bir sorun alanı hakkında, yetkin bir inceleme.