İnsanın dini anlama faaliyeti, devam eden bir süreçtir. Dinin özünde zaman içinde herhangi bir değişiklik meydana gelmemesine rağmen, sosyal hayat mütemadiyen değişir. Sosyal hayatta ortaya çıkan bu değişiklik, insanın anlama kodlarına tesir eder ve dini anlama düzeyinde paralel bir değişikliğin ortaya çıkmasına yol açar. Dinde, beşerî olan' ile ilâhî olan'ın sınırları kolayca çizilemez. Vahiy ve vahiyle bildirilmiş olan esaslar, ilâhî olan dinî sâbiteleri temsil ederler. Bu sâbiteleri anlayıp davranışa dönüştürecek olan insanın, zaman ve mekâna olan bağımlılığından kaynaklanan sınırlılıkları vardır. Bu sınırlılığından dolayı insan, dinde ulaştığı anlamanın ilâhî hakikat ile örtüşüp örtüşmediğinden tam olarak emin olamaz. Acaba doğru mu anlıyorum, sorusu, dinde her zaman ucu açık bir soru olarak kalmaya devam eder. Bunun için insan, dini anlama faaliyetini hep canlı ve sürekli tutmak durumundadır.