Din tarihî süreç içerisinde farklı etkenlerle amacı dışında ele alınabilen bir olgu olmuştur. Geçmişte olduğu gibi bugün de dinin bireysel ya da toplumsal düzeyde yanlış anlaşılması, dezenformasyona araç kılınması, dahası istismar edildiği görülebilmektedir. Bu durumun dine, dindara ve tüm varlığa en çok zarar vereni dinin terör için araçsallaştırılması olmalıdır. Zira küresel boyutta rahmetin şiddete, şefkatin zulme alet edilmesi tüm insanlık için büyük bir kayıptır. Her suç olgusunda olduğu gibi burada da olayın görünen görünmeyen birçok yönü vardır. Biz bu çalışmada meseleye tam anlamıyla içeriden bakmaya çalıştık. Dinî saik ve söylemlerle terörle ilişkileri olan ve bu sebeple cezaevlerinde bulunan insanları merkeze alarak din-istismar-terör kavramlarına mercek tuttuk. Doğrusu din ve terör konusu ile cezaevi çalışmaları birçok zorluğu içinde barındırmaktadır. Umarız bu çalışma literatüre olduğu kadar sosyal hayata da katkıda bulunur. Bu amaçla çözülmesi imkânsız gibi görünen meselelere dair mütavazı önerilerde bulunduk. Kitabın sayfaları arasında buna dair gözlem ve tespitleri bulacaksınız.