DÖRT KAPI KIRK MAKAM' adlı eserimiz, şimdilik Türk Dünyasındaki Sekiz Pîr'in Gönüllü Bir Eğitim Sistemi temsilcilerinden oluşmaktadır. Bilindiği gibi, Türk kültürü oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bir o kadar da tarihî derinliğe sahiptir. Bu coğrafî genişlik ve tarihi derinliğe rağmen Türk kültürü, ufak tefek nüanslarına rağmen bir bütün halinde günümüze kadar aynı saflığı ile gelebilmiştir. 1990'lı yıllara gelene kadar birbirinden habersiz hayat süren Türk toplulukları, Demir Perdenin yıkılmasıyla birlikte karşılıklı kültürel temaslar kurmuşlar; Atatürk'ün de ifade ettiği gibi, 'birbirlerinin geçmişte akraba olduklarının, ortak değer¬lere sahip olduklarının farkına varmışlardır. Bunun tabiî neticesi olarak kültürel bütünlük şuuru uyanmıştır.
Bir Özbek Türkü, bir Türkmen Türkü,, bir Kazak Türkü,, bir Kırgız Türkü,, bir Azeri Türkü, bir Kafkas Türkü, bir Balkan Türkü, yine dünyanı her bir bölgesinde bulunan Türkler; mutlaka, 'Ahmed Yesevi, Yusuf Hamadani, Mevlana Celaleddin Rûmi, Hacı Bektaş Veli, Süleytman Hakîm Ata, Şeyh Ede Bâli, Şeyhü'l-Ekber Bahaaddün Nakş Bendi, Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal, Mahtumkulu Firaki…..vb'lerini ve eserlerini tanımayanı bulamazsınız. Türk Dünyasının her bir köşesinde bu büyük mutasavvıfların eserleri zevkle okunur ve her birine de ayrı ayrı hürmette kusur edilmez.
Biz bu küçük hacimli çalışmada SEKİZ TÜRK PÎR'inin 'Dört Kapı Kırk Makam' hakkındaki görüşlerini kendi eserlerine dayalı olarak vermeye çalıştık. Gördük ki, bunların her birinde aynı fikir ve cümlelerden oluşan ortak noktalara şahit olduk.
Ahmed Yesevi, Süleyman Hakîm Ata, Şeyh Ede Bâli, Hacı Bektaş Veli, Mevlâna Celâleddin Rûmi, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal ve Mahtumkulu Firaki fikirleriyle insanlığın kötülüklerden arındırıp doğruya ve iyiye yönelmelerinde yardımcı olurken, arkalarında ölümsüz bir fikir sistemi eserler de bırakmışlardır.
Bu fikir sisteminde hepsi; "İlahi sevgiye" dayalı bir "Varlık ve insan sevgisi", birlik inancı, ilim, varlık sırrını arama, ahlaki değerleri ve adaleti en ideal bir biçimde sistemleştirmişlerdir.
Hiçbirisinde farklı bir yorum göremedik. Genel anlamda her birinde ayniyet olduğu görülmüştür. Özbekistan'da Yusuf Hamadâni, İmam-ı Maturidi, Ali Şir Nevayi, Kütüb-i Sitte'nin beş İmamı ve yüzlerce Mutasavvıf, Türkistan'da Ahmed Yesevi ile başlayan tasavvuf harekeleri, Türkmenistan'daki Mahtumkulu Firaki ve Anadolu'daki yüzlerce temsilcilerinin merâtib-i erba'a hususundaki müştereklerine dikkatleri çekmek suretiyle bu mütemadiliğe işaret etmeye çalıştık.
Ayrıca, bu SEKİZ PÎR'İN CUMHURUN HOCASI' yapan, sadece bu şiirleri değildir. Onların en mühim tarafları, fikirlerini yaşadığı asrın ve asırların halk dili ve on bin yıllık bilim dili olan TÜRKÇEMİZİ en güzel ve en edebi bir şekilde halkın anlayabileceği bir sehl-i mühteni üslubuyla anlatmalarını da eserleriyle tanıtmayı hedefledik.
Sekiz Pîr'lerden Ahmed Yesevi, Süleyman Hakîm Ata, Şeyh Ede Bâli, Hacı Bektaş Veli, Mevlana Celâleddin-i Rûmi, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal ve Mahtumkulu Firaki'yi aynı fikrin temsilcileri gösterirken, bunların toplumdaki kabuller dünyalarını da aynı sevgi potası içinde görmek ve değerlendirmek zorundayız. Birlik ve beraberliğin mümessili olan bu yüce kişilerin açık şahsiyetlerini her tür insana iletmek de bizim görevimizdir. Diğer mutasvvıflarımız da ayniğ şekilde değerlendireceğiz. Tevfik ve inâyet Allah'tandır.