Din, insan hayatının en derin köklerine sahip, kültürel, tarihi ve bireysel kimliği şekillendiren bir olgudur. Aynı zamanda en tartışmalı ve en karmaşık kavramlardan biridir. İster bir Tanrı'ya inanın, ister inanmayın, dinin insan yaşamı üzerindeki etkisini inkar etmek zordur. Bu kitapta, "din'' kavramının ne anlama geldiğini, nasıl tanımlandığını ve temel işlevlerini ele aldık.
Din, sosyal bilimlerde ve teolojide çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Bazı tanımlar dinin Tanrı veya Tanrılar'a olan inanç üzerinden yapılırken, diğerleri ritüel, etik, metin veya toplumsal yapı üzerinden dinin anlamını çözmeye çalışır. Örneğin, antropolog Clifford Geertz, dinin bir 'anlam sistematiği' olduğunu belirtir.
Sosyolog Emile Durkheim, dini "kutsal ve profan'' olarak iki ayrı kategoride değerlendirir ve toplumun bir arada tutulmasında önemli bir role sahip olduğunu savunur. Dinin ana işlevi, ona göre, toplumu bir arada tutmaktır. Din, birey ve toplum için birçok işleve sahiptir.
Din, insanlara ahlaki bir çerçeve sunar. Bu çerçeve, yasalardan daha derindir çünkü kutsal olarak kabul edilir. Ahlaki yargılar ve etik ilkeler, toplumun düzenini ve uyumunu sağlar. Din, hayata anlam katma kapasitesine sahiptir. Ölüm, acı ve kaos gibi anlaşılmaz olguları anlamlandırmamıza yardımcı olur.