11 Eylül'de İkiz Kuleler'e yapılan saldırıya tepki olarak, ABD dünya çapında "Terörizme karşı savaş" ilan etti. Kısa bir süre sonra Afganistan'a saldırdı. Arkasından da gündemine Irak'ta ve İran'da rejim değişikliği gerçekleştirme hedeflerini aldı. ABD bu süreç içinde Uzakdoğu'da ve Afrika'da da benzer amaçlı operasyonlara başladı. Tüm dünyada ABD'nin askeri üslerinin sayısı bir yıldan az bir sürede hızla arttı. Bu gelişmelerin salt terör suçlularının yakalanmasından çok daha geniş ve karmaşık boyutları var. ABD'nin terörizme karşı savaş gerekçesi altında, dünya jeopolitiğini yeniden düzenlemeye giriştiği kolaylıkla ileri sürülebilir.
Elinizdeki kitap, 11 Eylül saldırısının hemen ardından başlayan süreci günü gününe izleyen, sıcağı sıcağına yazılan ve olayları jeopolitik, ekonomik, politik, kültürel açılardan çözümlemeye çalışan yazılardan oluşuyor.
Ergin Yıldızoğlu bu süreci çözümlerken, ABD'nin ikinci bir hegemonya atağına kalktığı, bu atağın kendini bir "imparatorluk" kurma eğilimi olarak dışavurduğu, ancak tarihsel deneylerin gösterdiği gibi, başarı şansının çok sınırlı, küresel çapta büyük felaketlere yol açma kapasitesinin ise çok büyük olduğu sonucuna ulaşıyor.