Savaş sonrasında bütün dünyayı dolaşan, sahada yıllarca yaşayan ve sayısız dile hakimiyetiyle kaynakçaları benzersiz olan bilge bir kuşak vardı. İşte Eliade bu bilge kuşağın son temsilcilerindendi. Bütün ömrü boyunca kutsalın tezahürlerinin peşinden koştu; bilincin oluşumunu açıklamak istiyordu çünkü. Araştırdıkça bütün dünyada, tarih ve mekân açısından hiçbir bağlantısı olmayan toplulukların mitolojilerinde, teolojilerinde ve liturjilerinde ortak paydalar olduğunu gördü. Onun için din artık bir inanç meselesinden öte insan olmanın bir aşamasıydı. Üç ciltlik bu eser eski çağlardan yakın zamanlara kadar insanoğlunun dinsel evrenine nüfuz etmemiz ve yalnızca dinsel inançları değil, hayatı anlamamız için değerli bir rehber.
"İlkel" ve Oryantal dinler konusunda Batılı bir sosyal bilimler öğrencisini hiç kimse onun kadar bilgilendiremez... İnsanın bu serüveniyle ilgilenen herkesin içinde yeni bilgiler ve yeni bakış açıları bulabileceği bir kitap.
–New York Times Book Review