"Ve uyandı. Güçlükle açtığı gözleri hiçbir şey görmüyordu. Ya kör olmuştu, ya da bu sefer sızdığı yer çok karanlıktı. Midesinde, daha önce hissetmediği kadar kuvvetli bir bulantı hissetti. Öğürdüğü anda şiddetli acı ile kıvrandı. Bağırmak istedi fakat dudakları açılmıyordu. Ağzında kan tadı vardı..."
O ilk değil ama sonuncu kurbandı, fakat bundan bir haber kendisini bekleyen sona ağır ağır ilerliyordu… Üstelik içerisinde bulunduğu durumun sebebini de bilmiyordu. Oysa katili bu anı çok zaman önceden ilmek ilmek planlayıp hayata geçirmişti…
Demetrio Reis'in barakasında demlenmekte olan Başkomiser Celal, gelen anonsun ardından olay yerine geçer ve yeni bir maceraya doğru yelken açar. Her dosya benzerlikler gösterse de, aslında her birinin çok ayırt edici özellikleri vardır. Bu seferde tıpkı diğerlerinde olduğu gibi, başkomiserin karşısına güçlü konumdaki iş insanları, yukarılarda tanıdıkları olanlar çıkmaktadır. Fakat o, zorluklara rağmen yolundan taviz vermeden görevini en iyi şekilde yapmaya devam eder. Üstelik bu sefer olay yeri şartları da oldukça çetindir. Dalgıç polisler (Kurbağa Adamlar), alanında uzman sualtı arkeologları gibi farklı birimler ile çalışacak Başkomiser Celal ve ekibini; yorucu, cevaplanması gereken sorularla dolu bir yol beklemektedir…