Hepimiz bir zamanlar çocuktuk… Çocukken en büyük uğraşımız ve tüm yaşamımız oyundu… Hayat oyunla güzeldi… Büyüdük, büyüdükçe oyun oynamayı unuttuk… Hayat fazla ciddileşti, oyunla gelen doğal öğrenmeler ve eğlenceler yerini sıkıcı işlere bıraktı belki de. Yerde bulduğumuz bir dalı at yapıp koştuğumuzda; yaratıcılığımız gelişir, bedenimiz ihtiyacı olan harekete kavuşur, kahkahalarla ruhumuz beslenirdi.
Bu kitapla ruhunuzdaki çocuğa sesleniyorum. Haydi, uyan, oyna, hayal kur, keşfet. Oyun ve dramayla için de, dışın da gülücükle dolsun. Dilin çözülsün aklından geçenleri söze döksün. Bedenin ihtiyacı olan harekete kavuşsun. Keyifle keşfedilecek yollar bu kitapta seni bekliyor.
Unuttuklarımızı hatırlayalım. Masalsı bir dille yazılmış kuramsal bölüm sizi daha çok okuyup araştırmaya sevk etsin. Uygulamalar benden size, sizden eğitimcilere, ebeveynlere ve ruhundaki çocuğu uyandırmak isteyenlere ulaşsın…
Sevgiyle, gülücükle, oyunla dolsun yaşamınız…