Genelde felsefe ve hukuk bilimlerinin araştırma alanına terk edilen insan haklarının teorik ve olgusal çerçevesinin salt iki bilim dalıyla açıklanamayacak kadar geniş olduğu inancıyla, kitapta diğer disiplinlerin incelemelerine de mümkün olduğunca yer verilmeye çalışılmıştır. Elbette insan haklarını tüm yönleriyle açıklama iddiası taşımayan, daha çok bir deneme niteliği taşıyan çalışmada çoklu disiplin yaklaşımıyla ortak bir eser çıkarmanın güçlükleri de yaşanmıştır. Özellikle yazıların analitik tasnif ve sıralanmasında karşılaşılan güçlüğü aşmanın yöntemi olarak, insan haklarını kavram ve kapsam olarak genel çizgileriyle ortaya koyan bir yazının başlangıçta yer alması, devamında insan haklarında temel ilke kabul edilen ayrımcılık yasağının dezavantajlı bir grup üzerinden değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. Spesifik haklara ilişkin yazılar için de klasik haklardan, gelişmeci haklara doğru bir sıra izlenmiş, son bölümde ise insan haklarının uluslararası ölçekte korunması yöntemlerinden yola çıkılarak ulusal ölçekte korunması mekanizmalarından sayılan insan hakları kurumlarının işlevlerini açıklayan ve değerlendiren bir yazıya yer verilmiştir.