Eşrefoğlu Rûmî; irfân, aşk ve mânâ dilimizin temsilcilerinden biridir. Bir manzumesinde, "Aşkına düşen cânların yoluna baş verenlerin/ Aşk bülbülü olanların kimse dilin bilmez imiş" diye nutkeden Eşrefoğlu, Yûnus Emre üslûbunun 15. asırda Anadolu'da yaşayan takipçilerinden biridir. İslâm'ın insanlığa hediye ettiği bu kudsî gönül, Kâdiriyye erkânını Anadolu'da temsil eden ve kendi adıyla anılan kolun kurucu pîridir.
Bu eserde 15. asırdan beri okunan Eşrefoğlu Hazretleri'nin "Dîvân-ı İlâhiyât"ı ele alınmaktadır. Eserin girişinde Hazret-i Pîr'in kısaca hayatı, eserleri ve sonunda nutk-ı şerîflerinin lugatı ile manzûmelerinin dizini verilmiştir. Türk edebiyatı tarihinde Dîvân-ı İlâhiyât'lar içinde önemli bir yeri olan, okunma ve bestelenme sırası yönüyle Yûnus Emre ve Niyâzî-i Mısrî'den sonra ilk sıralarda yer alan Eşrefoğlu'nun şiirleri susamış gönüller için birer irfân pınarıdır.