Diyarbakır'da Ermeni Kıyımı büyük ölçüde 1908'den 1915'e kadar kayıt altına alınmış, kıyıda köşede kalmış Türk ve Ermeni arşivleri temel alınarak kaleme alınmış bir çalışmadır. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yükselişini, yeni oluşmaya başlayan Kürt ulusal hareketini ve Osmanlı Ermeni nüfusunun yok edilişini tartışmaktadır.
Ermenilerin yaşadığı sürgün ve kıyım, İstanbul'daki merkezi otoritelerin, bölgesel yöneticilerin, yerel güçlerin egemenlik savaşı sonucu meydana gelmiş karmaşık bir süreci içermektedir. Bunun sonucu olarak, karar verme mekanizmaları, sürgünler, asimilasyon politikaları, Ermenilerin mülkiyetine el koyma ve aynı zaman içerisinde Kürt ve Müslüman toplulukların bölgeye yerleşmeleri yeni bir çerçevede oluşmuştur. Osmanlı otoriteleri, katı ve peşin hükümlü bir siyasi çizgi izlemekten ziyade düzenli olarak eksik tanımlanmış politikalar uygulamıştır.
Sonuç olarak, şimdiye kadar oluşan kanıların aksine, genel Ermeni karşıtı politikalarda yerel görevlilerin daha derin bir etkisi olmuştur. Ne İttihat ve Terakki Cemiyeti, ne de Osmanlı bürokrasisi Ermeni katliamı sırasında bir bütün olarak hareket etmiştir. Kitap, bölgede yaşanmış gelişmelere iki taraflı bakmaktan ziyade yönetim paradigmalarının karmaşık yönlerini ele almış olup, gelecekte yapılacak araştırma ve tartışmalara yeni bir ışık tutma özelliği taşımaktadır.