Gerek Kur'an-ı Kerim'deki birçok ayet-i kerime gerekse irad edilen bazı hadisler mutlu bir dünyanın inşası için evvela, fıtrata uygun olarak yaşayabilen ve dürüst davranışlar sergileyebilen bireylerin varlığını öncelemektedirler. Bu çerçevede Hz. Peygamber, "emrolduğun şekilde dosdoğru ol" (Hud 112) ayeti kerimesinin kendisini ihtiyarlattığını beyan etmiştir.
Dosdoğru olmak bir insanın hayatının her veçhesini kaplayan ilkelerin en önde gelenlerinden birisidir. Esasen bu ilkenin zedelenmesi durumunda pek çok yanlışlığın ortaya çıkacağı da bir gerçektir. Bu bağlamda acaba insanın doğru düşünmesini ve buna paralel olarak dürüst bir insan olmasını engelleyen sebepler nelerdir? işte bu çalışma, sorduğumuz bu soruyla ilgili on dört hususu incelemektedir. Bunlar çoğunlukla insanın iç dünyasından kaynaklanmaktadır. Esasen Kur'an-ı Kerim'de insanın dikkatli olması konusunda uyarıldığı bu hususların tezahürü onun bir beşer olarak nefsine olan mağlubiyetin de bir göstergesidir.
Aşırı dünya sevgisi insanın benliğini zedeleyen ve onu maddi aleme esir yapan istenmeyen bir durumdur. Hevânın peşinden sürüklenmek, kötü zan beslemek, bilgisizlik, aklını kullanmamak, taklit, şımarıklık, kibirlenmek, delilsiz tartışmak, gerçekler karşısında bahanelere sığınmak, gereksiz yere korkmak, acelecilik, şeytana teslimiyet ve aşırı şüphecilik gibi hususlar bir insanın doğru düşünmesini engelleyen zaaflardır. Aslında bunların tamamı tertemiz yaratılan bir insan için arızi birer durumdur ve bunlardan kurtulmak da mümkündür.
Bu arızi durumlar, yaratılışındaki güzelliği kendi elleriyle zedeleyen insanların tahripkar tasarrufları sonucunda ortaya çıkan boşluklarda kendilerine yer bulabilmişlerdir. Diğer bir deyişle yaşantısındaki herhangi bir güzelliği terkeden insan, istenmeyen bu durumların birisiyle karşılaşmakta gecikmemiştir. Çünkü insan hayatı boşluk kabul etmez. İşte bu kitap, insanın doğru düşünmesinin önündeki bu türden bazı saikleri konu edinmektedir.