Kadın erkekğin ilavesi değil, Kendine özgü fıtratları vardır. İslam'ın kadını hiçliğe, önemsizliğe yarım bir şahsa indirgediği, Batılıların rüzgârına kapılmış feministlerce çokça ileri sürülmüştür! Hiçbir şey hakikate bu iddiadan daha uzak değildir. Konunun gerçeği şu ki, kadının ağırlıklı olarak aile eksenli bir sosyal sistemdeki bağımsızlığında ısrar eden yegâne dünya dini İslamiyet'tir.
Kadınlara hürmet, Kur'an'dan ve peygamberden alınan terbiye ile birlikte erkeklerde meleke haline gelmesi gereken ahlaki bir davranış olmalıdır. Çünkü kadın hem öz anne hem büyük annedir. Erkeğin bacısı, ananın babanın kız kardeşidir. Erkeğin eşi, çocuklarının validesi, hanımefendidir. Nihayet kadın erkeğin kızı, kerimesidir. Yani hem dinin emri hem tabiatın hükmü hem de içtimai nizamin kuvveti gereği kadınlara hürmet erkeklerin en büyük vazifesidir. Hz. Peygamber, "Kadınlara ancak rezil kimseler hakaret eder, ancak kerim kimseler de onlara saygı duyar hürmet eder." (Ebu Davud, Ibn Mace) demiştir.