Türk toplumu için hikâyeler ve hikâye anlatıcılığı önemli bir yer tutar. Hikâyelerde kullanılan dil de Türklük bilimi araştırıcıları için önem arz etmektedir. Elinizdeki bu kitapta Türk dünyasında anlatılagelen Tahir ile Zühre'nin hikâyesini Doğu Türkçesinden okuyacaksınız. Milletlerin hayatında halk hikâyelerinin ve hikâye anlatıcılığının önemli bir yeri vardır. Türk milleti için de durum böyledir. Halk hikâyeleri barındırdıkları diğer unsurlar yanı sıra zengin dil malzemelerine de sahiptirler. Tahir ile Zühre hikâyesi, Batı Türkçe- sinde çokça işlenmiş bir halk hikâyesidir. Bu hikâyenin Doğu Türkçesi metinlerinde de yer almış olması, hikâyenin etki alanını göstermesi açısından önemlidir. Elinizdeki bu kitapta, Tahir ile Zühre'nin Doğu Türkçesiyle yazılmış bir nüshası incelenmektedir. Geçen yüzyılın başında yazıya geçirilen hikâyenin böylelikle yüzyıllar boyunca diğer Türk illeri gibi Doğu Türkistan'da da okunup okutulduğunu anlayabiliyoruz.
Üzerinde çalıştığımız eser Lund Üniversitesi/Gunnar Jarring Kolleksiyonu 00154 numarada kayıtlı yazmadır. Çalışma, kısa bir Giriş bölümünün ardın- dan Metin, Türkiye Türkçesine Aktarım ve Tıpkıbasım bölümlerinden oluş- maktadır. Giriş bölümünde, Doğu Türkçesinin çokça grameri hazırlandığı için ayrıntıya girilmeyip yalnızca eserin dilinde karşılaşılan dikkati çekici hususlar üzerinde durulmuştur. Metin kısmı transkripsiyonlu bir şekilde okun- muştur. Metne bağlı kalarak yapılacak bir aktarım okuyucuyu zorlayacağı İçin Türkiye Türkçesine aktarımda elden geldiği kadar anlatılmak istenilene odaklanılmış, dolayısıyla serbest bir aktarım yoluna gidilmiştir..