Miguel de Cervantes'in, romanın miladı olan Don Kişot'u 1605 yılından beri okunuyor.
Don Kişot'un yeldeğirmenlerine karşı meşhur mücadelesi, soylu atı Rosinante, silahtarı Sanço Panza hangi biri unutulabilir ki!
Don Kişot, klasikleşmiş bir roman karakteri olmanın ötesinde dört yüzyıldır insanlığın değerlerini, trajedisini, hayal kırıklıklarını temsil eden bir simge adeta.
La Mancha'nın bir köyünde yaşayan bir asilzade kendini şövalye romanları okumaya öyle vermişti ki çiftliğinin idaresini bile neredeyse unutmuştu. Bu merak öyle bir noktaya vardı ki, şövalye romanları alabilmek için arazilerinin büyük bir bölümünü sattı. Ve sonunda aklına çılgınca bir fikir geldi: Kendisi de bir şövalye olacaktı.
La Mancha'lı Don Kişot, niyetinden kimseye bahsetmedi. Köyünden bir an önce ayrılması gerektiğine karar verdi, çünkü haksızlıklarla mücadele etmek için dünyanın ona ihtiyacı vardı.
Don Kişot, kısaltılmış haliyle bir kez daha okurla buluşuyor.