Bireylerin karşılaştığı sıkıntılar gibi toplumlar da zaman zaman krizler, depremler, salgınlar, savaşlar, göçler, ahlaki çözülmeler gibi tehditlerle yüz yüze gelir. Bu tür felaketler toplumlara zarar verir ve bazen felaketin boyutuna göre tam bir yıkıma yol açar. Ancak insan, düşünme kabiliyeti ve irade sahibi olması nedeniyle, kendi varlığına yönelen tehditler karşısında pasif bir tutum izlememiş, bu tehditlerin üstesinden gelebilmek için büyük bir çaba göstermiştir. İnsanoğlunun geliştirmiş olduğu medeni birikim, nihayetinde bu tehditlerin üstesinden gelebilmek için ürettiği cevapların toplamıdır. İşte insanın, karşılaştığı tehditlerin üstesinden gelebilme becerisi ve bu yolda gösterdiği çabalar, "dayanıklı toplum" kavramıyla ifade edilmektedir. Dayanıklı toplum, karşılaştığı felaket ve sıkıntılar karşısında yılmayan, yıkılmayan, teslim olmayan, bilakis tehdidi algılayıp buna yönelik tedbirler geliştiren, felaketin hasarını en kısa sürede ortadan kaldırmaya çalışan ve hatta mümkünse felaketler ortaya çıkmadan önce önleyici tedbirler alan bir toplum demektir.