Nazilerin Polonya'yı işgal ettiği dönemde genç bir doktor olan Stefan Trzyniecki, katıldığı bir cenazeden sonra yakın bir bölgedeki akıl hastanesinde çalışmaya başlar. Dışarıda yaşanan vahşetten ve insanlık dışı suçlardan kaçmak isteyen Stefan için ilk başlarda hastane oldukça güvenli bir sığınaktır. Fakat içeride yaşanan deliliğin, yanı başlarında süregelen savaştan hiçbir farkının olmadığını öğrenmesi uzun sürmeyecektir.
Kendisi de tıp eğitimi almış Lem'in ilk romanlarından olan Dönüşüm Hastanesi, hiçbir bilimkurgu ögesi taşımamakla birlikte yazarın kimliğini en çok gözler önüne seren en otobiyografik romanı kabul edilmektedir.