Kış boyu bir grup arkadaşla sırtımızı Güney'in o sarp Zagros Dağı yamaçlarına dayamış, sabırsızlıkla baharın gelişini bekliyorduk. Hayatımda hiç bu kadar çabuk gelmesini istediğim bir bahar daha olmamıştı. Sanırım aynı duyguları diğer arkadaşlar da taşıyordu. Baktığımda, her birinin gözlerinde geleceği zapt etme arzusunun yakıcı alevini görüyordum. Manevi bakımdan hiçbirimizde en ufak bir sarsılma yoktu. Günlerimiz değerli yoğunlaşmalar içinde geçiyordu. Hemen her gün içimizi ısıtan yeni bir gelişme ile düşünce ve düş dünyamız genişleyip büyüyordu. Zagros'un karı, fırtınası, ayazı yaşadığımız o tatlı sıcak duygular önünde eriyordu adeta. Büyük sabırsızlığımız, göğüs kafesimizi yaralasa da yavaş yavaş bahar yüzünü gösteriyordu.