"Uzun ince bir yolda yürüyoruz hepimiz. Bu yolda birçok engelle karşılaşabiliyoruz. Bu engellerden birisi de önümüze çıkan derelerdir. Yola devam edebilmek için ya derenin içinden geçer ya da etrafından dolaşmaya kalkarız. Direkt geçmek varken neden dolaşalım ki? Ama bir sorun var. Derenin dibi görünmüyor. Bu durumda bir cesaret ile ya da tembellik içgüdüsüyle oradan geçmeyi deneyebiliriz. Bu; ya bizim sonumuz olur ya da yolumuza kaldığımız yerden devam ederiz.
Dereyi görmeden paçaları sıvama diye bir söz vardır ya hani, işte bu kitabımız için de; o derenin dibini görmemize yardım edecek bir ışık kaynağı diyebiliriz."