Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah yeryüzünü yarattığı zaman yer ileri geri sallanmaya başladı. Bunun üzerine ona dağları bir kazık gibi çakıverdi de yeryüzü istikrar buldu. Melekler dağların şiddetine hayran kalarak sordular:
"Yâ Rabbi! Bu dağlardan daha güçlü bir şey yarattın mı?
"Evet, demiri yarattım."
"Peki demirden daha kuvvetli bir şey yarattın mı?" "Evet, ateşi yarattım"
"Peki ateşten daha güçlü bir şeyi yarattın mı?"
"Evet, suyu yarattım"
"Peki sudan daha güçlü bir şeyi yarattın mı?" "Evet, rüzgârı yarattım"
"Rüzgârdan daha güçlü bir şeyi yarattın mı?" "Evet, âdemoğlunu. Verdiğini sol elinden gizleyerek sağ eliyle tasadduk ettiği zaman (insan) bütün bunlardan daha güçlü olur."
Düşündüğümüz zaman, belalar, ya dağlardan yani topraktan zelzelelerle, ya demirden mesela, uçak, tren, araba veya iş kazalarından yani demirlerden, ya ateşten yani yangınlardan, ya sudan yani denizde veya sellerde boğulmaktan, ya da rüzgardan yani kasırga ve fırtınalardan başına belalar gelir.
İşte! Bütün bu sayılanlardan gelecek olan belaları sadakaların önlediğini anlıyoruz. Yani daha doğrusu bir miktar sadaka yeryüzünün bu en güçlü varlıklarından gelecek olana belaları önlüyor. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.s.), "Sadaka belâyı defeder." Buyuruyor.