Bu eser, Doğu Akdeniz'in ikinci büyük adası olan Girit'in, Osmanlı döneminde Türkleşmesi ve İslâmlaşmasına, farklı din, inanç kesimlerinin birbirleriyle kaynaşıp dostça, kardeşçe yaşamasına, kültür, edebiyat ve sanat dünyasının zenginleşmesine önemli katkılar sağlayan, ancak 1897 yılındaki "Muhtariyet İlanı" ile başlayıp 30 Ocak 1923'teki "Mübâdele Protokolü" ile sonlanan tahrip, yıkım, işkence, kıyım ve göçlerle büyük bir çoğunlukla izlerini silinen Bedreddînîlik, Bektâşîlik, Kâdirîlik, Halvetîlik, Bayrâmîlik, Celvetîlik, Nakşbendîlik, Rifâîlik, Üveysîlik ve Arûsîlik gibi tasavvuf yolları ile bunlara mensup şeyh, derviş, şâir, sanat adamı, tekke ve zâviyeleri konu edinmektedir.
Eserin, Girit'in kültür, sanat ve edebiyat dünyasının yanında özellikle bugüne kadar üzerinde pek durulmamış olan tasavvufî dünyası sahasında büyük bir boşluğu dolduracağı inancını taşımaktayız.