Sabah oluyor. Uyanıyorum. Bu bizim vardiyamız. Gezegenin bir tarafı uykuda. Yedi milyar üç yüz milyon insanla oturup konuşmamız lazım. Böyle her gün uyanıp uyanıp ne yapıyoruz? Sonra işte bu omurgalı omurgasız hayvanlar, çiçekli çiçeksiz bitkiler, mantarlar, protistler, bakteriler, arkeler vesaire, onlar ne yapıyor? Okyanuslar, denizler, aynı mecrada belki milyonlarca yıldır akıp giden nehirler. Buharlaşan su, yağan yağmur, karbon döngüsü... Kitap okuyayım diyorum, film izleyeyim diyorum, gidip biraz dolaşayım diyorum, olmuyor. Oturup konuşmamız lazım, niye kimsenin vakti yok? Yine de oturup konuşmamız lazım. Niye uyanıyoruz? Ne yapmak üzere uyanıyoruz? Niye bu çocuklar açlıktan ölüyor, niye bu paletli araçlar yürüyor, niye bu uçaklar uçuyor, niye bu coğrafya bombalanıyor, niye toplu konutlar, toplu taşıma ve toplu kesimler var? Niye reklamları seviyoruz ve niye beş para etmeyen bankaların parasını kullanıyoruz?